Tuesday, August 15, 2006

bizans'tan mektup vaaaar!!!

dun aksam yorgun argin eve girip, kendime 2 saniye maillerime bakip cikicam dedim ama, bilgisayara kilitlendim kaldim.

hemen olay sekanslarini anlatmaya gecmeden durum detayi verelim.
persembe gununden beri istanbul'dayim. my foot akimini dertli dertli takip edip, gozyaslarini kendine saklayan, bloguna girip girip bizans'in pati videolarini izlemekten bikmayan bir kedi canavarina donustum.

veeeee, dun gece minnos, bebek, tuysiklet bizans'tan bir mektup aldim!! mektup sevdicek tarafindan kedi'ceden fransizca'ya cevrilmis. ben de size buyrun turkce'ye ceviriyorum.


" sevgili annisko,
seni cook ozledim! az once Normandiya'dan donduk. inanamazsin, superdi!
seni havaalanina biraktiktan sonra babaannemin arabasiyla yola koyulduk, hava cok guzeldi. aslina bakarsan en basta pek sevmedim bu araba meselesini, cok sikayetciydim. babam dedi ki, hayatimda daha once hic bu kadar cok konusmamisim.


ama sonra, arabalari izledim, hatta babaannem beni kucagina alip oksamaya baslayinca dunyalar benim oldu, bi daha sinirli sinirli miyavlamadim, sevimli sevimli miyavladim.

sonra cok tuhaf bisey oldu. normandiya'ya ulasir ulasmaz bil bak ne gordum! adini deniz koyduklari kooooocaman bir su kutlesi. guzeldi, ama ben korktum. onun disinda plajdaki butun insanlar yanima gelip gelip beni sevdiler, herkes cok guzel bi kedi oldugumu soyledi tabi her zamanki gibi.
buyuk buyuk dedemin evine girince yine cok korktum. ama herkes yine cok guzel ve yumusacik bi kedi oldugumu soylemeye baslayinca yanlarina gidip biraz kendimi sevdirdim, ama birazcik.

babam studyomu, birinci kattaki odasinin yatak ucuna kurdu. ailedeki herkese `balik yemek icin nasil masaya cikilir` numarami gosterdim, her zamanki gibi beni yine cok akilli ve guzel buldular. sonra babamla uyuduk, arada ben uyanip pencerenin onunde `geceleyin bahcede kipirdayan seyler gosterisi`ni izledim. biraz korktum, azicik.

ertesi gun cok korkunc bisey oldu! babam beni resmen, herkesin gozunun onunde bahcenin cimlerine birakti!! tabii ben hemen eve geri kactim, babam pesimden geldi, o zaman daha da cok korktum, deli kediler gibi bir oraya bir buraya kosmaya basladim, hatta kedi tasmami nasil yaptiysam kopartmisim, cok kizmadin di mi anne? neyse sonra babam beni yakaladi, odaya cikardi, o kadar korktum ki hemen yatagin altina saklandim. sonra biraz iyilestim, pencereden buyuk buyuk dedemin cimleri bicisini izledim. o pis cimler pencereden bakinca daha guzel.



bildigin gibi, her ne kadar guzel, akilli, yumusacik bi kedi olsam da biraz utangacim, o yuzden zamanimin cogunu yatagin altinda gecirmeye calistim ama babam her seferinde gelip beni tekrar asagiya indirdi. ama ben bu kocaman evi cok begendim, biz de bundan alalim anne. bilmedigim ne kadar cok koku, gormedigim ve henuz parcalamadigim ne kadar cok cicek cesidi varmis!!

bu super kokular arasinda bazen basim dondu, ben de en guvenli gorunen yere, buyuk buyuk dedemin koltugunun altina kuruldum, midye kokusu gelene kadar da cikmadim.
gece biraz soguk yapti. babisin koynuna girip uyudum.


cumartesi gunu beni evde biraz yalniz biraktilar, ben de biraz ciceklere, biraz sineklere, biraz da aslinda hic hareket etmeyen ama hareket ediyormus taklidi yapan golgelere saldirdim. bu ev supermis, atlayip ziplayacak coook sey var.

herkes geri dondukten sonra, babam ailesine mucver yapti. o kadar guzel olmus ki hepsini onlar yedi, bana vermediler. cok bozuldum. kediler mucver yemez klisesi de nerden cikti??
bi de ben pencereden disariyi rahat goreyim diye tabure verdiler. bildigin gibi ben her ne kadar sevimli, minnos, yumusacik, guzzzeeeel bi kedi olsam da coook usengecim, simdi gobek de yaptim, canim oyle atlayip ziplamak istemiyor. hem sana veteriner amca demisti iran kedileri boyle diye, bana hic kizma. genetik altyapim oyle bildigin kedi aktivitelerine hic musait degil. hem ben daha kucuk bi kediyim, bana kizilmaz.

pazar gunu merdivenlerin ustunden babama bakarken bir de ne goreyim! babam benim studyomu toplamis, kumumu temizlemis, yemek kaplarimi yikamis. noluyor demeye kalmadan beni o pis cantaya koyup buyuk buyuk dedemin bi arkadasinin arabasina bindirdiler. paris'e donuyoruz bibi dedi babam. ne paris e donmekten ne de `bibi` isminden hic hoslanmadim. donus yolu boyunca miyavladim, babami sinirlendirdim, arabaya beyaz tuyler sactim, su kabimi dusurdum. oh olsun.

sonra da eve geldik.
babam bana kizdi galiba, nolur cabuk don. kocaman optum.
minik, sevimli, guzel, yumusak, snob kedin,
bizans.


ps: internete pati fotolarimi koyacakmissin, kimseye patimi filan gostermem ben oyle bedavadan, haberin olsun."