Thursday, August 10, 2006

republique metrosu sakinleri

valizim hazır. biletim cebimde, pasaport çantada.
az kaldı.

yaz ayını seviyorum, yanına ne kadar eşya/kıyafet/çanta alırsan al, çok fazla yer kaplamıyor. üstelik de mimi-format insanıysanız.

mini format insanı Ezop, midi format valizini yüklenip istanbul'a gidiyor yarın, bizans'ı, sevdiceği, mimi'yi geride bırakıp.
10 gün, kocaman 10 gün. kısacık 10 gün. mini-midi-maxi 10 gün. bizans normandiya'ya çıkartma yapmaya gidiyor sevdicekle birlikte. bahçe/kuş/böcek korkusunu yenip dönmesini umuyorum, avcı içgüdüsünden muaf kedimin. evde sinek avlamakla ormanın kralı olunmuyor miniformat aslan kurusu, bizans bey.

bizans bey günde 28 saat uyuklayadursun, biz çin mahallesi benim, hint mahallesi senin gezdik bugün çılgınca. çin mahallesinde brioche'lar, hint mahallesinde körili tavuklar yedik. mimi geldi sonra. bi türlü son elvedamızı gerçekleştiremedik şimdiye kadar. böyle şeyler hep son güne bırakılır. finaller, sınavlara çalışmalar, ayrılmadan önceki sevgi dolu sözler... biz de yumurta dedik, hele bir kapıya dayansın.

9 ağustos'u, 10 ağustos'a bağlayan gece republique metrosunda, çığlık çığlığa koşuşturan, photo-matonu 2 saat esir alan, önce gülmekten kırılıp yerlerde sürünüp, sonra ağlamaktan kırılıp yerlerde sürünen iki kız gördüyseniz onlar ezop ve mimi'ydi. birbirlerine veda ettiler, pause düğmesine bastılar. kaldıkları yerden yine devam edebilmek için, kimbilir bir daha ne zaman...

republique metrosundan, ağlamaklı ama gülümseyen yüzlerimizden, nasıl hoşçakal denilceğini hiç bilemeyen iki deliden geriye kalan: