Saturday, August 19, 2006

istanbul ay lambasi

geleli 1 haftadan fazla oldu, ama hala hicbir sey yazamadim bu konuda. oyle hizli geciyor ki burda hayat, dengem bozuldu. simdi de bebek sahili'ne iniyoruz bogaza karsi sarap icmeye. (paris'e geri doner donmez bu post'u okuyup uzulup sinirlenicem, biliyorum)

yer: lufthansa paris-istanbul ucagi.
zaman: 10 agustos, 16:35.

ucus sirasinda...
ezop'un aklindan gecenler: sevdicek, bizans, istanbul, acaba insan beynini internete baglayabilir miyiz, annem heyecanli midir, simdi ucagi kacirsalar cok acayip olur, arkamdaki turkler gercekten turkce mi konusuyorlar, indikten sonra duty free'ye girmemen lazim ezop, sifiri tukettin bu ay haberin olsun.

ezop'un midesinden gecenler: coleslaw salatasi. kirmizi biberli tavuk. mini-kola, mini-saraptan bozma bir icecek.

ezop'un elinden gecenler: el cantasi, guerlain pudra, fotograf makinesi, zadie smith'ten on beauty, el kremi, coco mademoiselle.

ezop'un fotograf makinesinden gecenlerse soyle:


havalandıktan hemen sonra...5000ft'teyiz



6000ft'teyken durum buymus. evet.



7500 ft, fotoğraf çekme sıklığımı abartmış mıyım ne...




ezop bulutların ustunde... kucukken bunların uzerine dusup yumusacık bir yataga gomulur gibi iclerine girsem diye dusunurdum. meger 10000+ feet imis altitude, bulutlarin da yatak-yastik olma fasilitesi yokmus...