Sunday, August 27, 2006

pazar bazaar

kimi sehirler vardir, yeniden yeniden kesfedersiniz her sokagini. aylarca onunden gectiginiz binanin en ust katindaki bahceli terasa basinizi kaldirip bakmayi akil edememis, sokaginizda yeni acilan kafelerin ayirdina varamamis, ayakkabi modasinin degistigine sahitlik edememis, gay mahallesinde yeni acilan ic dizayn magazasindan habersiz kalmis olabilirsiniz.
gunesli bir pazar gunu neler hazirlayabilir size?
1. Evinizin 4 adim ilerisinde Paris'in en yasli, en eski ama hala ayakta kalmis 2 binasindan birine ratlayabilirsiniz (3, rue Volta).



2. Yol ustunde, kimbilir ne zamandir kapali kalmis bir kresle burun buruna gelebilir, avlusunda kosturan cocuk seslerini duymak isteyebilir, Alice'in buyulu solusyonlarindan ictikten sonra kresin eski, ufacik kapisindan iceri girip hayal aleminize dalmak isteyebilirsiniz.



3. daracik, issiz sokaklara bile konmus trafik lambalarina uymanin gunluk reflekslerinizden biri haline geldigini hayretle farkedebilir, kendinizi bir anda Istanbul'un kesmekesini ozlerken bulabilirsiniz.



4. Yine Marais'de yeni acilmis flamenco malzemeleri satan dukkani gozunuze kestirip, eylul basi baslayacak olan -normalde cogu zaman usengeclikten asilan- flamenko derslerini sabirsizlikla beklediginizi farkedebilirsiniz.



5. sevdicekle metroya binip amerikan kahvaltisi yapmaya gidebilir, yol ustunde fotograflar cekebilirsiniz. Metro cikisi, Madonna'nin nasil hala kac jenerasyon eskitmesine ragmen dimdik ayakta ve "in" kalabildigine sasirabilir, kendinizi gorus alanina giren ilk h&m'e atmak isteyebilirsiniz.



6. kendinize bir surpriz yapip, yakinda alinacak Vespa'yla kullanabilmek icin Paris'in en fashion kaskini ve gercek kuzu derisi eldivenleri; scooter'i calinmis bir arkadasinizdan, "batan geminin mallari" misali neredeyse bedavaya satin alabilirsiniz.




bir pazar gubu boyle gecer, hayat ne guzeldir.