Sunday, September 17, 2006

flamenco

haberiniz olmustur, eylul ayi geldi.
havalar sogumaya basladi. ne yapsak da yazi ugurlama depresyonundan ciksak sorusunun cevabini bulmustum ben cooook onceden.
"flamenko dersleri!!"



marais'de paris'in en buyuk dans okullarindan birindeyiz. haydi bailamos (dansedelim) diyoruz. fonda bir cante jondo.

entrada (giris).
once eller cirpiliyor tango ritmiyle 1-2-3-4,1-2-3-4,1-2-3. ardindan ayaklar devreye giriyor. tacon (topuk), planta (taban), punto (parmak ucu).
ritmler hizlanmis, figurler zorlasmis olsa da, yeni dans ayakkabilarimin kontrolu altindayim, onlar beni koreografiye uyduruyor.
flamenko danscilarindan beklenen tutkulu, hirsli, guclu kadin profili cuk diye yuzume ve bedenime oturuyor.
alisveristen, uzakdogu mutfagindan, i$imden, dunyayi gezmekten aldigim zevk, dansederken aldigimin yaninda solda sifir kaliyor.

hayran hayran kendimi izliyorum, gulumseyerek. aynada gordugum o danseden kadin ben degilim sanki. dans hocaminkilerle senkronize cikan topuk sesleri benden gelmiyor. cunku ben, o odaya girdigim saniyeden itibaren artik Lola Flores'im, Joaquin Cortes'im, hispanigim.

butun bunlarin suclusu mavi gozlerinde flamenko atesi tasiyan Patricio.
kirik fransizcasiyla, un dos tres! un dos tres!'leriyle beni yoldan cikaran hocam.

siete-ocho-nueve-diez.

salida. (cikis)