Tuesday, October 03, 2006

oyle yorgun olsam ki

"doktorayi, projelerimi, ertesi gune kalan isleri unutsam."

dedim. olmadi.

"oyle yorgun olsam ki blogumu, aramam gereken insanlari, Bizans'in kumunu, vidasi kaybolduktan sonra camini kabullenemeyen gunes gozlugunu yaptirmayi, gecen kistan beri bitap hallerde gozumun icine bakan cizmelerin topuklarini tamir ettirmeyi, su icmeyi, sarhos olmayi, sabah metroya kosarak degil yuruyerek gitmeyi, semsiye/selpak/ped tasimayi (hicbir zaman bunlari surekli cantasinda tasiyabilen hatunlardan olamamak ve olmak istememek arasinda bocalayabilenlerden misiniz? buyrun burdan yakalim) unutsam"

dedim. oldu.

her seyi unutsam, internet erisimim olmayacagi bir yere, italya'nin guney sahillerinde sessiz sakin bir kasabaya yerlessem, pronto'suz, allo'suz, hello'suz, alo'suz, bip bip 6 yeni mesajiniz var, 888'i tuslayin'siz bir ekosistem kurayim desem???

olmaz evet.
geri dondum, telefonlara, maillere, yorumlara, elestirilere acik bir Ezop maskesine burundum. bu aralar asosyallesmek isteyen sosyal, hipokrit ama ustume gellinmedikce anjelik takilan bir insanim.

her seye ragmen bu cuma gecesi "T" temali maskeli baloya Tütüyle gidecek kapasiteye sahibim.